Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to hug you.
O, ona sarılmak istiyor.
- She wants to hug him.
Bu akşam seni kucaklamak ve kahveye davet etmek istiyorum, bunu nasıl yapabilirim?
- I want to hug you and invite you to coffee this evening, how can I do that?
Sarılmaktan vazgeçtiler.
- They stopped hugging.
Sana sarılmama izin ver.
- Let me give you a hug.
Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
- I won't ever try hugging Tom again.
Sadece hoş büyük bir kucaklamaya ne dersin?
- How about just a nice, big hug?
Beni sıkıca kucakladı.
- He gave me a big hug.
Tom kucaklanmak istiyor.
- Tom wants to be hugged.
Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
- I won't ever try hugging Tom again.
Tom'u ne zaman kucaklamayı denedin?
- When did you try hugging Tom?
Sarılmaktan vazgeçtiler.
- They stopped hugging.
Tom ve Mary sarılmayı bıraktı.
- Tom and Mary stopped hugging.
Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
- I won't ever try hugging Tom again.
Tom'u ne zaman kucaklamayı denedin?
- When did you try hugging Tom?
Billy hugged Danny until he felt better.
Person 1:Damn, I can't believe she broke up with me.
Person 2: Wanna hug it out?.
Granddad scooped up the child in a big bear hug.
... to speak to you and give you a hug or whatever. ...
... Can I hug all of you? ...