Bununla birlikte, 5,000,000 Yen'lik fiyatın çok yüksek olduğuna karar verdik.
- We concluded, however that the price of 5,000,000 yen was too high.
Herkesin kendi düşüncesini söyleme hakkı vardır. Bununla birlikte, bazen o fikrin ne olduğunu kimseye söylememek daha iyidir.
- Everybody has a right to his own opinion. However, sometimes it's better not to tell anybody what that opinion is.
Yine de, senden benim yapmış olduğum hatalara düşmemeni rica ediyorum.
- However, I ask you not to make the same mistakes that I did.
Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.
- It was raining. However, they still went on their school trip.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Ancak, miktar doğru değildi.
- However, the quantity was not correct.
Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
- However that may be, I am wrong.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Her halükârda istisnalar vardır.
- There are exceptions, however.
Orada olacağım. Ama geç kalabilirim.
- I'll be there. However, I might be late.
Tom Mary'ye bir hoşça kal öpücüğü vermek istedi ama Mary geri çekildi.
- Tom wanted to give Mary a goodbye kiss. However, she backed away.
Konser kısaydı. Hâlbuki, çok iyiydi.
- The concert was short. However, it was very good.
Hamlet muhtemelen evlenmek istemiyordu.Sadece bir Hamlet vardı fakat ondan hoşlanan bir sürü insan var.
- Hamlet probably didn't want to get married. There was only one Hamlet, however there are many people like him.
Tom Mary'ye bir hoşça kal öpücüğü vermek istedi ama Mary geri çekildi.
- Tom wanted to give Mary a goodbye kiss. However, she backed away.
Güzel. Gel gör ki, geç kalıyorum ve kısa tutman gerek.
- Fine. However, I'm running late and you need to keep it brief.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.
- However we go, we must get there by seven.
Her ne kadar sıkı denesen de onu bir gün içinde bitiremezsin.
- However hard you try, you can't finish it in a day.
Ne kadar çok çalışırsan çalış, onu yapamayacaksın.
- However hard you may try, you will not be able to do it.
However clear you think you've been, many questions will remain.
However did you do that?.
Do it however you want.
He told me not to do it; however, I did it.
However much you prepare for the exam, there will still be a few questions on which you won't be sure of the answer.
I would enjoy running, only I have this broken leg.
... in reality however all brains ...
... however he said most economists make exactly that same category mistake ...