Tom'un planı fena halde yanlış gitti.
- Tom's plan went horribly wrong.
Her şey korkunç bir şekilde yanlış gitti.
- Everything went horribly wrong.
Bu yılki performansları çok berbattı.
- Their performance that year was horrible.
Dün gece berbat bir rüya gördüm.
- I had a horrible dream last night.
Pazar gününden nefret ediyorum! Çok kötü bir gün!
- I hate Sunday! It's a horrible day!
Sen kötü bir insan değilsin.
- You're not a horrible person.
Keşke bu korkunç yerden gidebilsem.
- I just wish we could leave this horrible place.
O, merdivenin tepesinde korkunç bir yüz gördü.
- He saw a horrible face at the top of the stairs.
Pazar gününden nefret ediyorum! Çok kötü bir gün!
- I hate Sunday! It's a horrible day!
Kendini çok berbat hissediyor olmalısın.
- You must feel horrible.
The beginning art students displayed their horribly executed paintings with hopeful faces.
Horribly, as he was dying, his eyes reddened.
The man was horribly nice, yet she still wouldn't marry him.