Japonya'da ilkbahar ve sonbahar ekinoksları ulusal bayramdır ama yaz ve kış gündönümleri değildir.
- In Japan, the vernal and autumnal equinoxes are national holidays, but the summer and winter solstices are not.
Ulusal bayramlarda bayrakları havaya kaldırmalıyız.
- We put up the flags on national holidays.
Bugün İzlanda'da ulusal bir bayramdır.
- Today is a national holiday in Iceland.
Ulusal bayramlarda bayrakları havaya kaldırmalıyız.
- We put up the flags on national holidays.
Tatilde deniz kenarına giderdik.
- We used to go to the seaside on holiday.
Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
- He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
- She talked her husband into having a holiday in France.
Doktor bana uzun bir tatile çıkmamı tavsiye etti.
- The doctor advised me to take a long holiday.
Ne yazık, bu sene tatile çıkamayacaksınız!
- It's too bad that you won't be able to take a holiday this year!
O, ona uzun bir tatil yapmasını tavsiye etti.
- She advised him to take a long holiday.
Biz harika bir tatil yaptık.
- We had a wonderful holiday.
Şimdi hiçbir şekilde hasta olmama izin verilmiyor. Yarın benim tatilim.
- I am, by no means, allowed to become ill now, tomorrow is my holiday.
Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez.
- Circumstances do not permit me such a holiday.
Where will you be spending the holidays?.
I want to take a French course this summer holiday.
... 304 up you know three or four thousand on holidays ...
... web sites if you've been browsing at holidays for ...