There's a telephone in the hall.
- Holde bir telefon vardır.
Tom hung his jacket in the hall closet.
- Tom hol dolabına ceketini astı.
Tom is talking with somebody in the hallway.
- Tom holde biriyle konuşuyor.
The hallway is slippery, so watch your step.
- Hol kaygan, bu yüzden adımlarına dikkat et.
Tom's mother chased Tom as he ran naked around the lobby.
- Tom'un annesi Tom'u holde çıplak gezdiği için kovaladı.