Tom wrinkled his brow like he was displeased.
- Tom hoşnutsuzmuş gibi kaşını çattı.
Tom said Mary wasn't displeased.
- Tom Mary'nin hoşnutsuz olmadığını söyledi.
Tom seems discontented.
- Tom hoşnutsuz görünüyor.
Tom is discontented, isn't he?
- Tom hoşnutsuz, değil mi?
I don't want you to think I'm dissatisfied.
- Hoşnutsuz olduğumu düşünmeni istemiyorum.
You're always dissatisfied.
- Sen her zaman hoşnutsuzsun.
Tom looks disgruntled.
- Tom hoşnutsuz görünüyor.
Tom was a little disgruntled.
- Tom biraz hoşnutsuzdu.
I write to express my discontent.
- Hoşnutsuzluğumu ifade etmek için yazıyorum.
I'm writing in order to express my discontent.
- Hoşnutsuzluğumu ifade etmek için yazıyorum.