I don't know Tom well enough to dislike him yet.
- Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum
Tom is an easy guy to dislike.
- Tom hoşlanmaması kolay bir adamdır.
I don't know Tom well enough to dislike him yet.
- Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum
Felicja enjoys watching TV.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
He enjoyed reading detective stories.
- O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
I don't care for sports.
- Sporlardan hoşlanmam.
I do not much care for this kind of drink.
- Bu tür içkiden fazla hoşlanmam.
Fred took a liking to Jane and started dating her.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.
Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish.
- Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.