hoşlandım

listen to the pronunciation of hoşlandım
التركية - الإنجليزية
I like
hoşlan
enjoy

Felicja enjoys watching TV. - Felicja, TV izlemekten hoşlanır.

He enjoyed reading detective stories. - O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.

senden hoşlandım
i like you
hoşlan
care for

I don't care for the way he talks. - Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.

I don't care for foreign food. - Ben yabancı yemekten hoşlanmam.

hoşlan
{f} liking

What's the difference between liking and loving someone? - Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?

Fred took a liking to Jane and started dating her. - Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.

senden çok hoşlandım
i like you very much
hoşlandım
المفضلات