hoşlanıyor

listen to the pronunciation of hoşlanıyor
التركية - الإنجليزية
likes

You aren't the only one who likes baseball. Tom likes it, too. - Beyzboldan hoşlanan tek kişi sen değilsin. Tom da ondan hoşlanıyor.

It likes strange animals, like snakes. - O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.

{i} things that are liked; preferences
Preferences
The kind or class of people that resemble, behave in a manner similar to, or are of the same social status as a certain person; ones ilk
third-person singular of like
hoşlan
enjoy

He enjoyed reading detective stories. - O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

hoşlan
care for

I don't care for foreign food. - Ben yabancı yemekten hoşlanmam.

I do not much care for this kind of drink. - Bu tür içkiden fazla hoşlanmam.

hoşlan
{f} liking

Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish. - Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.

I cannot help liking him in spite of his many faults. - Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.

annem dizilik filimlerden hoşlanıyor
My mother is a soap opera addict
benden hoşlanıyor musun?
do you like me?
hoşlanıyor
المفضلات