Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
Tüm bunlardan sonra, tanrılar bile zaman zaman hata yapabilirler.
- After all, even the gods may err at times.
Ben, zaman zaman onunla kulüpte karşılaşırım.
- I meet him at the club from time to time.
Ben zaman zaman kütüphaneye giderim.
- I go to the library from time to time.
Bazen curve'ü carve ile karıştırıyorum.
- At times I confuse curve with carve.
Bazen onu anlayamıyorum.
- At times I can't understand him.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
O, ara sıra annesine yazar.
- He writes to his mother every now and then.
Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
- My uncle comes to see me from time to time.
Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.
- My son came to see me from time to time.
Tom bazen bana hâlâ yazıyor.
- Tom still writes to me from time to time.
Hâlâ seni bazen düşünüyorum.
- I still think about you from time to time.