highest, prime, leading

listen to the pronunciation of highest, prime, leading
الإنجليزية - التركية
Asal, önde gelen yüksek
top
{i} tepe

Fuji - We climbed to the top of Mt. Fuji.

O, tepenin üst kısmında yaşıyor. - He lives at the top of the hill.

top
{i}
top
{i} tepe nokta
top
(Bilgisayar) yukarı
top
(Bilgisayar) yukarıya
top
gölgede bırakmak
top
(Bilgisayar) üstten
top
kap
top
en üst kat
top
başına varmak (bir yerin)
top
yatırmak
top
üstünden geçmek
top
üstünü örtmek
top
üstünde bulunmak
top
doruk
top
en üstün yer
top
{s} en iyi

Bu site en iyiler listesinde. Eğer onu ilginç bulursan, lütfen tıkla! - This site is in a toplist. If you found it interesting, please click!

Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar. - Many top athletes take ice baths after workouts.

top
enen üst
top
en üstünzirve
top
en üstteki
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} top
highest, prime, leading
المفضلات