hicran

listen to the pronunciation of hicran
التركية - الإنجليزية
sadness of heart, emotional pain
separation
sorrow
hicran olmak
(for something) to hurt (someone) deeply, grieve (someone) deeply
التركية - التركية
Ayrılığın sebep olduğu onulmaz acı: "Başıma da konuyor konuyor aman martı kuşları / Gözlerimden boşalır hicran yaşları."- O. V. Kanık
Ayrılığın sebep olduğu onulmaz acı
Ayrılık acısı
Bir yerden veya bir kimseden ayrılma, ayrılık
Bir yerden veya bir kimseden ayrılma, ayrılık: "Bu hicran, dudaklarına ezelî bir nakarat yapıştırmıştı."- Ö. Seyfettin
HİCRAN
(Osmanlı Dönemi) Uzaklaşma. Ayrılık. Ayrılıktan gelen keder, sızı, acı. Dostluğu ve ülfeti kesmek
hicran
المفضلات