hiçbiri

listen to the pronunciation of hiçbiri
التركية - الإنجليزية
none

None of the computers can continue to run with a burnt card. - Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.

I hope that none of them got into an accident. - Onlardan hiçbirinin kaza geçirmediğini umuyorum.

neither

I like neither of the pictures. - Resimlerin hiçbirinden hoşlanmıyorum.

He speaks only English and German, neither of which I understand. - O, sadece İngilizce ve Almanca konuşur, onlardan hiçbirini anlamam.

none of them

None of them are happy. - Onların hiçbiri mutlu değil.

None of them are present. - Onlardan hiçbiri mevcut değil.

no one

No one of the Greeks was better in battles than Achilles. - Yunanların hiçbiri savaşlarda Aşil'den daha iyi değildi.

No one ate any of the cookies that I made. - Hiç kimse yaptığım kurabiyelerden hiçbirini yemedi.

(used with a negative verb) none of them, not one of them
either

I don't know either twin. - İkizlerin hiçbirini tanımıyorum.

I don't like either hat. - Şapkaların hiçbirinden hoşlanmıyorum.

nothing

It's either everything or nothing. - Ya hepsi, ya da hiçbiri.

He had done everything to satisfy his beloved's desires, but nothing worked. - O, sevgilisinin arzuların tatmin etmek için her şeyi yaptı ama hiçbiri işe yaramadı.

(Bilgisayar) not one of
nerdeyse hiçbiri
almost none of
التركية - التركية
Olumsuz cümlelerde "bir tanesi bile" anlamında kullanılır
hiçbiri
المفضلات