There is nothing we can do to bring him back.
- Onu geri getirmek için yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
Nothing can be gained without effort.
- Çaba olmadan hiç bir şey kazanılamaz.
That doesn't look like anything I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm hiç bir şeye benzemiyor.
I can never predict anything.
- Hiç bir şeyi asla önceden tahmin edemem.
I listened, but I didn't hear anything.
- Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
- Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
She knows nothing about your family.
- Aileniz hakkında hiçbir şey bilmiyor.
That'll change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Tom could feel nothing at all.
- Tom hiçbir şey hissedemiyordu.
Tom saw nothing at all.
- Tom hiçbir şey görmedi.