heykelci

listen to the pronunciation of heykelci
التركية - الإنجليزية
sculptor yontucu, heykeltıraş
sculptor; sculptress
seller of sculptures
sculptor
heykel
sculpture

There is a glass sculpture in the garden. - Bahçede cam bir heykel var.

The sculptures are of great value. - Heykeller çok değerlidir.

heykel
{i} statue

The bronze statue looks quite nice from a distance. - Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor.

In the center of the university campus stands the statue of the founder. - Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.

heykelci kalemi
sculptor's chisel
heykel
sculpt

The sculptures are of great value. - Heykeller çok değerlidir.

I really can't understand modern sculpture. - Modern heykeltıraşlığı gerçekten anlayamıyorum.

heykel
image

The sculptor carved wood into an image of Buddha. - Heykeltıraş ahşabı Buda'nın görüntüsü şeklinde oydu.

heykel
sculpture, piece of sculpture
heykel
monument
heykel
eikon
heykel
sculp

The sculptures are of great value. - Heykeller çok değerlidir.

There is a glass sculpture in the garden. - Bahçede cam bir heykel var.

heykel
abstract
heykel
sculptural
heykel
sculpturing
heykel
effigy
heykel
statue yontu
heykel
statuary
heykel
iconography
heykel
gargoyle
التركية - التركية
Heykel yapan sanatçı, heykeltıraş, yontucu
heykelci kalemi
Heykelcilerin taş, kil, alçı gibi gereçleri biçimlendirmek için kullandıkları kesici, düzeltici ve yontucu araç
HEYKEL
(Osmanlı Dönemi) Büyük bina, anıt, büyük ve yüksek yapı, âbide
HEYKEL
(Osmanlı Dönemi) Taş, tunç, kil ve alçı gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğurulup, pişirilerek yapılan insan, hayvan vs. şekli
HEYKEL
(Osmanlı Dönemi) Mc: Soğuk ve duygusuz kimse
HEYKEL
(Osmanlı Dönemi) Güzel ve yakışıklı kişi
Heykel
statü
Heykel
anak
Heykel
yontu
Heykel
burkhan
Heykel
bediz
heykel
Taş, tunç, bakır, kil, alçı gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen eser, yontu
heykel
Taş, tunç, bakır, kil, alçı gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen eser, yontu: "Harabenin ortasında bir Afrodit heykeli bulunduğunu hayal meyal hatırlıyor."- R. H. Karay
heykelci
المفضلات