The election campaign of 1880 was not exciting.
- 1880 yılının seçim kampanyası heyecan verici değildi.
The space race was an exciting time in history.
- Uzay yarışı tarihte heyecan verici bir dönemdi.
Riding a horse is really thrilling.
- Bir ata binmek gerçekten heyecan verici.
It was quite thrilling.
- O oldukça heyecan vericiydi.
That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational.
- Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi.
The news was sensational.
- Haber heyecan vericiydi.