Sami was willing to do that.
- Sami onu yapmak için hevesliydi.
Tom said that he was willing to do that.
- Tom onu yapmaya hevesli olduğunu söyledi.
She is keen to go abroad.
- O yurt dışına gitmek için hevesli.
Sami was very keen on hunting.
- Sami avlanmaya çok hevesliydi.
Tom is an avid reader of history.
- Tom tarihin hevesli bir okuyucusudur.
Tom is an avid arts supporter.
- Tom hevesli bir sanat destekçisidir.
Tom seems to be enthusiastic.
- Tom hevesli görünüyor.
George is very enthusiastic about his new job.
- George yeni işi hakkında çok hevesli.
He is very eager to go there.
- Oraya gitmeye çok hevesli.
Ken is an eager student.
- Ken hevesli bir öğrenci.
He is anxious to please everybody.
- O, herkesi memnun etmeye hevesli.
He is anxious to go to America.
- O, Amerika'ya gitmek için hevesli.
George is very enthusiastic about his new job.
- George yeni işi hakkında çok hevesli.
Tom seems to be enthusiastic.
- Tom hevesli görünüyor.