Tom said that he was willing to do that.
- Tom onu yapmaya hevesli olduğunu söyledi.
Sami was willing to do that.
- Sami onu yapmak için hevesliydi.
My brother is keen on collecting stamps.
- Erkek kardeşim pul toplama heveslisidir.
He is a keen Stephen King fan.
- O hevesli bir Stephen King hayranıdır.
Tom is an avid arts supporter.
- Tom hevesli bir sanat destekçisidir.
Tom is an avid cyclist.
- Tom, hevesli bir bisikletçidir.
George is very enthusiastic about his new job.
- George yeni işi hakkında çok hevesli.
Tom isn't very enthusiastic, is he?
- Tom çok hevesli değil, değil mi?
His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
Young people are eager to go abroad.
- Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.
He is anxious to please everybody.
- O, herkesi memnun etmeye hevesli.
He was anxious to meet you.
- O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.
Tom seems to be enthusiastic.
- Tom hevesli görünüyor.
Tom isn't very enthusiastic, is he?
- Tom çok hevesli değil, değil mi?
Sami was very keen on hunting.
- Sami avlanmaya çok hevesliydi.
I'm not keen on this kind of music.
- Bu tür müziğe hevesli değilim.