I'd like to open an account.
- Bir hesap açmak istiyorum.
My wife keeps the household accounts.
- Ev hesaplarını eşim tutar.
I've been doing some calculations.
- Bazı hesaplamalar yapıyorum.
I've been doing some calculations.
- Bazı hesaplamalar yapmaktayım.
Isaac Newton was the first person to estimate the mass of the Sun.
- İsaac Newton, Güneş'in kütlesini ilk hesaplayan kişiydi.
Tom was counting on Mary to help him get ready for the party.
- Tom Mary'nin, parti hazırlığı için ona yardım edeceğini hesaplamıştı.
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
The bill added up to three thousand dollars.
- Hesap üç bin dolar tuttu.
The bill must be paid today.
- Hesap bugün ödenmelidir.
Statements will be mailed every quarter.
- Hesap özetleri her üç ayda bir gönderilecektir.
Do you two have separate bank accounts?
- Siz ikinizin ayrı banka hesapları var mı?
My wife keeps the household accounts.
- Ev hesaplarını eşim tutar.
Waiter, the check, please.
- Garson, hesap lütfen.
Have you checked your calculations?
- Hesapları kontrol ettin mi?
A computer can calculate very rapidly.
- Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
I'd like to find out my bank balance.
- Banka hesap bakiyemi öğrenmek istiyorum.
What's my bank balance this month?
- Bu ay benim hesap bakiyem nedir?
A computer can calculate very rapidly.
- Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
- Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
The calculator on the table is mine.
- Masadaki hesap makinesi benim.
I am calculating my salary.
- Maaşımı hesaplıyorum.
Tom is calculating his salary.
- Tom maaşını hesaplıyor.
Tom was counting on Mary to help him get ready for the party.
- Tom Mary'nin, parti hazırlığı için ona yardım edeceğini hesaplamıştı.
Abacuses are counting devices.
- Abaküsler hesaplama aracıdır.