hesaplamalar

listen to the pronunciation of hesaplamalar
التركية - الإنجليزية
calculations

I've been doing some calculations. - Bazı hesaplamalar yapmaktayım.

Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus. - Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.

plural of calculation
hesaplama
{i} calculation

Tom did a quick calculation in his head. - Tom kafasında hızlı bir hesaplama yaptı.

He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records. - O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.

hesaplama
computation
hesaplama
(Bilgisayar) calculate

The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI. - Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.

To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth. - Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.

hesaplama
conjecture
hesaplama
compution
hesaplama
(Bilgisayar) accounting
hesaplama
compute

The scientists used an IBM mainframe computer to make their calculations. - Bilim adamları hesaplamalarını yapmak için bir IBM ana çerçeve bilgisayarı kullandı.

He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records. - O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.

hesapla
take stock
hesapla
estimate

Isaac Newton was the first person to estimate the mass of the Sun. - İsaac Newton, Güneş'in kütlesini ilk hesaplayan kişiydi.

hesapla
{f} estimated
hesapla
{f} calculating

The first calculating tool of mankind is called an abacus. - İnsanların ilk hesaplama aracına abaküs denir.

He doesn't check his figures when he's calculating. - Hesaplarken rakamlarını kontrol etmez.

hesapla
compute

A computer can calculate things really quickly. - Bir bilgisayar gerçekten hızlı bir şekilde bir şeyler hesaplayabilir.

A computer can calculate very rapidly. - Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.

hesapla
{f} computing
hesapla
{f} estimating
hesapla
calculate

To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth. - Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.

A computer can calculate very rapidly. - Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.

hesaplama
(Bilgisayar) evaluate
hesapla
calculated

George calculated the cost of the trip. - George yolculuğun maliyetini hesapladı.

He calculated the expenses. - O, giderleri hesapladı.

hesaplama
calculation, compution
hesaplama
reckoning
hesaplama
sums
التركية - التركية

تعريف hesaplamalar في التركية التركية القاموس.

hesaplama
Hesaplamak işi
hesaplamalar
المفضلات