hence, giving rise to apprehension; attended with danger; as, a serious injury

listen to the pronunciation of hence, giving rise to apprehension; attended with danger; as, a serious injury
الإنجليزية - التركية

تعريف hence, giving rise to apprehension; attended with danger; as, a serious injury في الإنجليزية التركية القاموس.

serious
kellifelli
serious
şakaya gelmeyen
serious
tehlikeli

Bu hafif bir hatanın ciddi yaralanmalara yol açabileceği çok tehlikeli bir spor. - It's a very dangerous sport, where a slight mistake can lead to serious injury.

serious
önemli

Önemli bir problemimiz var. - We have a serious problem.

serious
şaka yapmayan
serious
ağrıbaşlı
serious
{s} ağır

O ağır yaralı değildi. - She was not seriously injured.

Benim evcil köpeğim ağır hastaydı. - My pet dog was seriously ill.

serious
{s} ciddi

Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş. - I know Andrina doesn't take things seriously, but she is a wonderful friend.

Onun o projeyi ciddiye almasını sağlamak için buradayız. - We have got to get him to take that project seriously.

serious
{s} önemli, ciddi: a serious problem önemli bir sorun
serious
{s} ciddi, ağırbaşlı: serious person ağırbaşlı kimse
serious
vakarlı
serious
{s} tehlikeli, ağır, ciddi: a
serious
ciddi olarak
serious
(Tıp) Ciddi, vahim
serious
{s} ağırbaşlı
الإنجليزية - الإنجليزية
serious
hence, giving rise to apprehension; attended with danger; as, a serious injury

    الواصلة

    hence, gi·ving rise to apprehension; attended with danger; as, a se·ri·ous in·ju·ry

    النطق

المفضلات