She can speak not only English but also French.
- O hem İngilizce hem de Fransızca konuşabilir.
Not only was he a doctor, he was also a very famous novelist.
- O hem bir doktor hem de çok ünlü bir roman yazarıdır.
They were rich as well as happy.
- Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı.
Sports make us healthy in mind as well as in body.
- Spor hem zihni hem bedeni sağlıklı yapar.
Actually it might be a good idea to start right now.
- Aslında hemen şu an başlamak iyi bir fikir olabilir.
I found out that the woman I thought was a nurse was actually a doctor.
- Hemşire olduğunu düşündüğüm kadının aslında doktor olduğunu öğrendim.
They were rich as well as happy.
- Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı.
He gave me money as well as advice.
- Bana hem nasihat hem de para verdi.
If you hem and haw long enough, someone else will do it first.