التركية - الإنجليزية
تعريف hemşireler في التركية الإنجليزية القاموس.
- nurses
The nurses turned the patient regularly in order to prevent bedsores.
-Hemşireler yatak yaralarını önlemek için düzenli olarak hastayı çevirdi.
What do nurses spend most of their time doing?
-Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak harcarlar?
- Plural of nurse
- Third person singular simple present of to nurse
- hemşire
- nurse
Tom's mother is a nurse at the hospital that's across the street from where Mary lives.
-Tom'un annesi Mary'nin yaşadığı caddenin karşısındaki hastanede bir hemşiredir.
Why do you want to become a nurse?
-Niçin bir hemşire olmak istiyorsun?
- hemşire
- {i} sister
My sister is a nurse.
-Kız kardeşim hemşiredir.
Sister, don't let this patient out of your sight.
-Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
- hemşire
- nursing sister
- hemşire
- sister (blood relation)
- hemşire
- sick nurse
- hemşire
- health visitor
- hemşire
- sister " kız kardeş, bacı; nurse
- hemşire
- ayah
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف hemşireler في التركية التركية القاموس.
- HEMŞİRE
- (Osmanlı Dönemi) f. Aynı sütü emen kızkardeş. Abla, bacı
- HEMŞİRE
- (Osmanlı Dönemi) Hastabakıcı kadın veya kız
- Hemşire
- şvester
- hemşire
- Kız kardeş, bacı
- hemşire
- Mesleki eğitim almış, hekimle iş birliği yaparak hastaya bakan sağlık çalışanı: "Koltuğunun altına bir hemşire gömleğini paket yapıp sıkıştırmış."- S. F. Abasıyanık
- hemşire
- Kız kardeş, bacı: "İyi tanıdığım anasına ve hemşirelerine hiçbir suretle benzemiyor."- Y. K. Beyatlı
- hemşire
- Meslekî eğitim almış, hekimle iş birliği yaparak hastaya bakan sağlık çalışanı