تعريف help, help في الإنجليزية التركية القاموس.
- yardım eden, yardımcı
- help
- yardım etmek
Kurt, kurt diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.
- The boy cried Wolf, wolf! and the villagers came out to help him.
Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
- There is not much I can do to help, I am afraid.
- help
- yardım
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
- Give help to anyone who needs it.
Dün babama yardım ettim.
- Yesterday I helped the father.
- help
- {f} yararı olmak
- help
- {i} çözüm
Soruna bir çözüm bulmak için bize yardım eder misiniz?
- Could you help us find a solution to the problem?
Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.
- I cannot find a solution. Help me.
- help
- {i} çare
O çaresizce mücadele ediyor.
- She is struggling helplessly.
O olmazsa, çaresiz kalırım.
- Without him, I would be helpless.
- help
- {i} imdat
İmdat? Onlar beni bıçaklayacaklar.
- Help! They're going to stab me!
Pierrette İmdat, imdat! diye bağırdı Ben katlediliyorum!
- Help! Help! cried Pierrette, I'm being murdered!
- Help
- {ü} İmdat!
İmdat! Onlar bana vuracaklar!
- Help! They're going to hit me!
Pierrette İmdat, imdat! diye bağırdı Ben katlediliyorum!
- Help! Help! cried Pierrette, I'm being murdered!
- help
- çare olmak
- help
- Yardım, YardımEt yardım / bilgi
- help
- infak
- help
- yararlı olmak
- ask for help
- yardım istemek
- help
- {f} faydası olmak, fayda etmek
- help me
- bana yardım edin
O, kılıcını sallarken bana yardım edin! diye tekrarladı.
- Help me! he repeated while waving his sabre.
Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.
- Please help me take this down.
- help out
- (deyim) help someone out yardim etmek
- help out
- yardımda bulunmak
- help s.o. out
- birine yardım etmek: Can you help her out with her French? Fransızcasına yardım edebilir misin?
- help
- (Spor) savunmada yapılan yardım
- help
- yardımlaşma
- help
- {i} hizmetçi
- help
- {i} yardımcı
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.
- She helped her mother clean the house.
- I need help
- yardıma ihtiyacım var
- be of help
- faydası dokunmak
- be of help to
- faydası dokunmak
- by the help of
- yardımıyla
- call for help
- yardım talebinde bulunmak
- call for help
- yardım istemek
- call for help
- imdat istemek
- can i help you
- sana yardım edebilirmiyim
- can i help you
- yardımcı olabilir miyim
- can i help you
- size yardım edebilirmiyim
- come to the help of
- imdada yetişmek
- context help
- (Bilgisayar) içerik yardımı
- extended help
- (Bilgisayar) genişletilmiş yardım
- extended help
- (Bilgisayar) genel yardım
- help
- (Bilgisayar) açıklama
Sadece geçen gün neden yardım edemediğimi açıklamak istedim.
- I just wanted to explain why I couldn't help the other day.
Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.
- Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly.
- help
- saye
Yardımın sayesinde, başarılıydık.
- Thanks to your help, we were successful.
Yardımın sayesinde başarabildim.
- With your help, I could succeed.
- help
- uşak
- help
- acıyı dindirmek
- help
- muavenet etmek
- help
- katkıda bulunmak
Bize yardım etmenin en iyi yolu kendi dilinizde katkıda bulunmaktır.
- The best way to help us is to contribute in your own native language.
- help button
- (Bilgisayar) yardım düğmesi
- help center
- (Bilgisayar) yardım merkezi
- help contents
- (Bilgisayar) yardım içerikleri
- help contents
- (Bilgisayar) yardım içeriği
- help file
- (Bilgisayar) yardım dosyası
- help files
- (Bilgisayar) yardım dosyaları
- help finder
- (Bilgisayar) yardım bulucu
- help on
- (Bilgisayar) hakkında yardım
- help on
- (Bilgisayar) yardımı
Bir şey için yardımına ihtiyacım vardı ama seni bulamadım.
- I needed your help on something, but I couldn't find you.
Ben bir şey üzerinde gerçekten yardımını kullanabilirim.
- I could really use your help on something.
- help options
- (Bilgisayar) yardım seçenekleri
- help search
- (Bilgisayar) yardım arama
- help side
- (Spor) yardım tarafı
- help someone out
- birine yardım etmek
- help to
- destek çıkmak
- help topics
- (Bilgisayar) yardım konuları
- help type
- (Bilgisayar) yardım türü
- help using
- (Bilgisayar) yardım kullanarak
- help yourself
- buyurunuz
- hope for help
- medet ummak
- how to use help
- (Bilgisayar) yardım kullanımı
- more help
- (Bilgisayar) daha fazla yardım
- need somebody's help
- birine işi düşmek
- online help
- (Bilgisayar) anında yardım
- receive help
- yardım almak
- request for help
- yardım talebinde bulunmak
- request help
- yardım istemek
- requesting help
- yardım istemek
- seek help
- yardım talebinde bulunmak
- seek help
- yardım aramak
- self help
- pulsu
- self help
- kimseye muhtaç olmama
- show help
- (Bilgisayar) yardımı göster
- shrink help
- (Bilgisayar) yardımı daralt
- thanks for your help
- yardımın için teşekkürler
- there is no help for it
- yapılacak bir şey yoktur
- there's no help for it
- onun çaresi yok
- tip help
- (Bilgisayar) ipucu yardımı
- using help
- (Bilgisayar) yardım'ı kullanma
- using help
- (Bilgisayar) yardım kullanma
- using help
- (Bilgisayar) yardım kullanımı
- with the help of
- yardımıyla
- without help
- adamsız
- help
- medar olmak
- Help yourself
- özünüz alınız (yemek/istenilen şey)
- Help yourself
- Buyurun
Daha fazla patates cipsi buyurun.
- Help yourself to more potato chips.
Hoşunuza giden bir şeye buyurun.
- Help yourself to anything you like.
- Help!
- Yetişin!
- Would you help me?
- Bana yardım eder misiniz?
- can't help
- -meden edememek
- can't help
- elinde olmamak
- contextual help
- bağlamsal yardım
- help
- kömek etmek
- help
- kömek
- help
- {f} yardım et
Dün babama yardım ettim.
- I helped my father yesterday.
Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.
- I am always ready to help you.
- help
- (to ile) (özüne) almak
- help
- işe yaramak
- help
- daha iyi yapmak
- help develop
- yardımı geliştir
- help grow
- yardımı artır
- help index
- yardım dizini
- help program
- yardım bağdarlaması
- help&
- yardım et
- on line help
- çevrimiçi yardım
- self help
- kendine yardım
- self-help
- öz özüne yetme
- self-help
- başkasına muhtaç olmama
- without outside help
- dışarıdan yardım almadan
- Bilge can´t help but win
- k. dili Bilge´nin kazanması kesin
- God help us
- Allah yardımcımız olsun!
- Google Accounts Help
- Google hesapları yardımı
- I couldn´t help smiling
- Kendimi gülümsemekten alamadım
- There´s no help for it
- Onun çaresi yok
- We couldn´t help the plane being late!
- Uçağın gecikmesi bizim kabahatimiz değildi!
- a request for help
- yardım dileme
- acceptance of help
- yardım kabul
- assistance; help or encouragement
- yardım; yardım veya teşvik
- bespeak sb's help
- yardım etmek
- beyond help
- yardım ötesinde
- by the help
- yardımı ile
- can ı help me
- ı bana yardımcı olabilir
- can ı help you
- Sana yardım edebilirim
- can't help
- Elinde olmamak, -den yapamamak. "İ can't help looking at the girl."
- cannot help
- Bkz. can't help
- couldn't help
- Kendini birşey yapmaktan alıkoyamamak
- couldnt help
- ebil yardım
- cries for help
- yardım için ağlıyor
- financial or other help
- mali ya da diğer yardım
- get help
- Yardım almak
Yardım almak zorunda kalacaksın.
- You'll have to get help.
Biz yardım almak zorundayız.
- We've got to get help.
- give someone help
- Birine yardım etmek
- god helps those who help themselves!
- tanrı Kendilerini yardımcı olur!
- help a person on with st.
- Doğum st bir kişi yardımcı olur
- help desk
- yardım masası
- help down
- inmesine yardım etmek
- help for help
- yardım kullanımı
- help in
- içeri girmesine yardım etmek
- help list
- listesi yardım
- help mater
- mater yardım
- help of
- yardım
- help on
- desteklemek, omuz vermek
- help sb to sth
- (birine bir şey) ikram etmek
- help screen
- ekran yardım
- help someone up
- Destek/dayanak vermek, kakmasına yardım etmek
- help up
- Destek/dayanak vermek, kakmasına yardım etmek
- i can't help
- (İ can't help doing ...) Kendini ...den alamamak
- need help
- yardıma ihtiyacı var
Onlardan bazılarının yardıma ihtiyacı var.
- Some of them need help.
Bazılarınızın yardıma ihtiyacı var.
- Some of you need help.
- needs help
- ihtiyaçlarını yardım
- offered help
- yardım önerdi
- please help
- lütfen yardım edin
- render help
- yardım render
- self-help
- Kişisel gelişim
Kişisel gelişim kitapları Amerika'da çok popüler.
- Self-help books are very popular in America.
- self-help book
- Kendi kendine yardım kitabı
- to help
- yardım etmek
Sadece ,sana yardım etmekten çok hoşnut olacak.
- He will be only too glad to help you.
O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
- Child as he was, he worked hard to help his mother.
- with the help of
- - nin yardımıyla