الإنجليزية - التركية
تعريف held or lifted up; held or prevented from proceeding في الإنجليزية التركية القاموس.
- suspense
- {i} endişe
- suspense
- şüpheli beklenti
- suspense
- tereddüt
- suspense
- askıda kalma
- suspense
- {i} belirsizlik
Belirsizlik bizi öldürüyor.
-The suspense is killing us.
Belirsizlik beni öldürüyor.
-The suspense is killing me.
- suspense
- {i} erteleme
Erteleme beni öldürüyor.
-The suspense is killing me.
- suspense
- {i} merakla bekleme
- suspense
- {i} askıya alma
- suspense
- ümitle korku karışık bir his
- suspense
- {i} kararsızlık
- suspense
- suspense account muallak hesap
- suspense
- muallakiyet
- suspense
- inkıta
- suspense
- i., sin. süspans, geciktirim
- suspense
- {i} muallak
- suspense
- (isim) endişe, merakta kalma, merakla bekleme, tereddüd, kararsızlık, muallak, belirsizlik, erteleme, askıya alma
- suspense
- {i} tereddüd
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف held or lifted up; held or prevented from proceeding في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- suspense
held or lifted up; held or prevented from proceeding
الواصلة
held or lifted up; held or prevented from pro·ceed·ingالنطق
Resimler
المفضلات