Tom umursamaz, değil mi?
- Tom is reckless, isn't he?
Tom umursamaz oluyor, değil mi?
- Tom is being reckless, isn't he?
Benim oğlum şimdi bir asi yaşta görünüyor ve pervasızca bize karşı çıkıyor.
- It seems that my son is now at a rebellious age and recklessly opposes us.
Pervasız kız tehlikeyi aldırmadan ağaca tırmandı.
- The reckless girl climbed the tree regardless of danger.
O dikkatsiz araç kullanmaktan hoşlanır.
- He gets a kick out of reckless driving.
Geçen yıl bir kaza atlattı ama yine de dikkatsizce araç kullanıyor.
- He survived an accident last year, but still drives recklessly.