The arrow missed its target.
- Ok hedefini ıskaladı.
The soldiers on the boats would be easy targets.
- Teknelerdeki askerler kolay hedefler olacaktı.
They attained their goal.
- Onlar hedeflerine ulaştılar.
They reached their goal.
- Onlar hedefine ulaştı.
The uprising failed to achieve its objectives.
- Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same.
- Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.
Aim at the target with this gun.
- Bu tabanca ile hedefe nişan al.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
We have reached our destination.
- Biz hedefimize ulaştık.
What's your final destination?
- Senin nihai hedefin nedir?
The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same.
- Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.
The uprising failed to achieve its objectives.
- Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
Goals determine what you are going to be.
- Hedefler sizin ne olacağınızı belirler.
Did you accomplish your goals?
- Hedeflerine ulaştın mı?
The principal goal of NASA's Juno mission is to understand the origin and evolution of Jupiter.
- NASA'nın Juno misyonunun temel hedefi Jüpiterin kökeni ve evrimini anlamaktır.
What's your final destination?
- Senin nihai hedefin nedir?
The ship proceeded to her destination.
- Gemi hedefine doğru ilerledi.
Does the end justify the means?
- Hedefe giden her yol mubah mıdır?
At the end of the day, the goals are simple: safety and security.
- Günün sonunda, hedefler basittir: emniyet ve güvenlik.
The bullet found its mark.
- Mermi hedefini buldu.
Thus, the ethical issue remains: Should cigarette makers be allowed to target global markets?
- Bu yüzden, etik sorun devam ediyor: sigara üreticilerine hedef küresel pazarlara izin verilmeli mi?