hazırlanma

listen to the pronunciation of hazırlanma
التركية - الإنجليزية
preparation

We failed due to a lack of preparation. - Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.

(Sinema) lining up
hazırlanmak
get ready

Tom has got to get ready for dinner. - Tom akşam yemeği için hazırlanmak zorunda.

How long does it take you to get ready for school? - Okul için hazırlanmak ne kadar zamanını alır.

hazırlanmak
prepare

It will take me no less than 10 hours to prepare for the exam. - Bu sınava hazırlanmak en az 10 saatimi alacaktır.

He had time to prepare his men for battle. - Onun adamlarını savaşa hazırlanmak için zamanı vardı.

hazırla
prepare

I have to prepare for the test in English. - İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.

You should prepare for the worst. - En kötüsü için hazırlanmalısın.

hazırla
{f} priming
hazırlanmak
be prepared

Tom wants to be prepared. - Tom hazırlanmak istiyor.

Tom wanted to be prepared. - Tom hazırlanmak istedi.

hazırlanmak
arrange
hazırlanmak
poise
hazırlanmak
prepared

My meals are prepared by my mother. - Benim yemekler annem tarafından hazırlanmaktadır.

Tom wants to be prepared. - Tom hazırlanmak istiyor.

hazırlanmak
(Dilbilim) bargain for
hazırlanmak
brew
hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

He was in charge of preparing a magazine for publication. - O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.

Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams. - Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

Tom prepared dinner by himself. - Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.

Tom was well prepared for the exam. - Tom sınav için iyi hazırlandı.

dikkatle hazırlanma
elaboration
hazırlanmak
to get ready, to prepare; to be prepared
hazırlanmak
to be made ready, be readied, be prepared
hazırlanmak
(uçuş vb.) tune to
hazırlanmak
to get ready, get oneself ready, prepare oneself
hazırlanmak
get set
hazırlanmak
gird up one's loins
التركية - التركية
Hazırlanmak işi
Hazırlanmak
(Osmanlı Dönemi) TEŞEZZÜR
Hazırlanmak
(Osmanlı Dönemi) MEHD
Hazırlanmak
(Osmanlı Dönemi) TEEHHÜB
hazırlanmak
Hazır duruma getirilmek: "Şimdi adanın lüks otellerinde akşam yemeği hazırlanıyordu."- Halikarnas Balıkçısı
hazırlanmak
Hazır duruma getirilmek
hazırlanmak
Hazır olmak, kendini hazırlamak: "Bir bayram günü, bütün köy halkı, o ikindi yapılacak deve güreşini seyretmeye hazırlanıyordu."- A. İlhan
hazırlanmak
Hazır olmak, kendini hazırlamak
hazırlanma
المفضلات