I had a speech ready.
- Hazırlıklı bir konuşma yaptım.
We ought to be ready for whatever comes.
- Ne gelirse gelsin hazırlıklı olmalıyız.
We have to be prepared.
- Hazırlıklı olmak zorundayız.
We must always be prepared for the worst.
- Her zaman en kötü için hazırlıklı olmalıyız.
Most students are doing preparation for the term examination.
- Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.
We have to finish preparations for the party by tomorrow.
- Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.
We must make arrangements with them beforehand.
- Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.
Tom hadn't been prepared for that.
- Tom onun için hazırlıklı değildi.
Most students are doing preparation for the term examination.
- Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.
We must make arrangements with them beforehand.
- Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.