hayranlar

listen to the pronunciation of hayranlar
التركية - الإنجليزية
fans
well wishers
hayran
{i} admirer

I heard that you've got a secret admirer. - Gizli bir hayranın olduğunu duydum.

Anne has many admirers. - Anne'in birçok hayranları var.

hayran
fan

I'm not a fan of Kim Kardashian. - Kim Kardashian'ın bir hayranı değilim.

I am fan of football. - Ben futbol hayranıyım.

hayran
{i} enthusiast

Tom is a yoga enthusiast. - Tom bir yoga hayranı.

Tom is a member of a motor enthusiasts' club. - Tom motor hayranları kulübünün bir üyesidir.

hayran
hanger on
hayran
admiring

I was admiring his new car. - Ben onun yeni arabasına hayran oluyordum.

I cannot help admiring your new car. - Benim yeni arabana hayran olmamam elimde değil.

hayran
booster
hayran
wonder-struck
hayran
enamoured
hayran
potty about
hayran
nut

Tom is nuts about squirrels. - Tom sincaplara hayran.

hayran
ecstatic
hayran
idolater
hayran
follower
hayran
filled with admiration
hayran
admirer, fan, lover, devotee; filled with admiration, potty about sb/sth
hayran
admirer; fan
hayran
lover
hayran
devotee
hayran
potty
hayran
wonderstruck
التركية - التركية

تعريف hayranlar في التركية التركية القاموس.

HAYRAN
(Osmanlı Dönemi) Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok takdir etmiş. Çok beğenmi
hayran
Birini beğenen, hayranlık duyan kimse
hayran
Çok beğenen, hayranlık duyan
hayran
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse): "El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı."- C. Uçuk
hayranlar
المفضلات