I really want to impress him.
- Ben gerçekten onu hayran bırakmak istiyorum.
I really want to impress them.
- Ben gerçekten onları hayran bırakmak istiyorum.
Tom didn't know that he had a secret admirer.
- Tom gizli bir hayranı olduğunu bilmiyordu.
I heard that you've got a secret admirer.
- Gizli bir hayranın olduğunu duydum.
The stadium was flooded with baseball fans.
- Stadyum beyzbol hayranlarının akınına uğradı.
I'm a fan of Tatoeba.
- Tatoeba'nın bir hayranıyım.
I couldn't help but admire Tom's perseverance.
- Tom'un sabrına hayran olmaktan kendimi alamadım.
We cannot help admiring his talent.
- Bizim onun yeteneğine hayran olmamamız elimizde değil.
I couldn't help admiring him.
- Ona hayran olmak elimde değildi.
Tom is a yoga enthusiast.
- Tom bir yoga hayranı.
Tom is a member of a motor enthusiasts' club.
- Tom motor hayranları kulübünün bir üyesidir.