haylice

listen to the pronunciation of haylice
التركية - الإنجليزية
rather many, a fair number of; rather much, a fair amount of
fairly frequently; rather a lot
rather
pretty many
hayli
{s} much
hayli
quite, fairly, pretty; much, many; a lot
hayli
highly

I'm highly impressed. - Ben bir hayli etkilendim.

Her new novel has been highly praised. - Onun yeni romanı hayli övüldü.

hayli
a good bit
hayli
sort of

Tom was sort of shy as a kid. - Tom bir çocuk olarak hayli utangaçtı.

hayli
fairly
hayli
a lot

You bought a lot of jewels. - Bir hayli mücevher satın aldın.

You have a lot of experience in computers, don't you? - Bilgisayarda bir hayli deneyimin var, değil mi?

hayli
quite

The torrential rain did quite a bit of damage. - Şiddetli yağmur bir hayli zarara yol açtı.

They bought quite a few books. - Onlar bir hayli çok kitap satın aldılar.

hayli
muchly
hayli
goodish
hayli
{s} considerable

Air provides considerable thermal insulation when trapped in a chamber. - Hava bir odada sıkıştırıldığında hayli ısı yalıtımı sağlar.

I've been under considerable pressure to resign. - İstifa etmek için hayli baskı altındayım.

hayli
a great many
hayli
pretty
hayli
plenty of

Tom has plenty of options. - Tom'un hayli seçeneği var.

Tom said he had plenty of friends in Boston. - Tom Boston'da bir hayli arkadaşı olduğunu söyledi.

hayli
frequently, a lot
hayli
many; much
hayli
a good many

He received a good many letters this morning. - O, bu sabah bir hayli mektup aldı.

hayli
round
التركية - التركية

تعريف haylice في التركية التركية القاموس.

HAYLİ
(Osmanlı Dönemi) f. Oldukça. Epeyce. Çok. Bir takım. Kesir. Bol
hayli
Epey, oldukça çok
hayli
Oldukça
hayli
Epey, oldukça çok: "Akşamları Zeyno, çeşme başında hayli zor bir duruma düşüyordu."- H. E. Adıvar
haylice
المفضلات