hayal kırıklığı

listen to the pronunciation of hayal kırıklığı
التركية - الإنجليزية
{i} disappointment

She sighed with disappointment at the news. - Haberle ilgili hayal kırıklığından dolayı iç çekti.

The picnic was a disappointment. - Piknik bir hayal kırıklığıydı.

failure

My mother was disappointed by my failure. - Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.

rude awakening
Dissappointment, let-down, non-event, anticlimax; Brit. damp squib; informal washout, lead balloon
Dissapointment
comedown
take in
disillusion

I was disillusioned at his married life. - Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.

We were disillusioned with the result. - Sonuçtan dolayı hayal kırıklığına uğradık.

letdown

The party was a bit of a letdown. - Parti biraz hayal kırıklığıydı.

It was such a letdown. - Böylesine bir hayal kırıklığıydı.

disillusionment
frost
sell
non event
disappointment, rude awakening, letdown
chagrin
defeat
frustration

I understand her frustration. - Onun hayal kırıklığını anlıyorum.

I fully understand your frustration. - Senin hayal kırıklığını tamamen anlıyorum.

let down

You won't be let down if you read the entire book. - Kitabın tamamını okursanız hayal kırıklığına uğramazsınız.

Mary has been badly let down. - Mary berbat bir şekilde hayal kırıklığına uğratıldı.

hayal kırıklığı yapan
disappointing
التركية - التركية
Çok istenilen veya umulan bir şeyin gerçekleşmeyişinden duyulan üzüntü, düş kırıklığı
hayal kırıklığı
المفضلات