Bu konuda karışık duygularım var.
- I have mixed feelings about this.
Ona karşı duygularımız karışık.
- Our feelings towards him are mixed.
Karman çorman alıyorum.
- I'm getting all mixed up.
Tom'un karmaşık duyguları vardı.
- Tom had mixed feelings.
Öğretmen bizim adlarımızı karıştırdı.
- The teacher mixed up our names.
Tereyağı ve şekeri birlikte karıştırdı.
- She mixed the butter and sugar together.
Tamamen Asyalı gibi görünmesine rağmen Takahaşi'nin melez olduğunu duydum.
- Although Takahashi looks completely Asian, I've heard he's of mixed blood.