Tom üçlü bir gökkuşağı gördü.
- Tom saw a triple rainbow.
Bu ev üçlü camlı pencerelere sahiptir.
- This house has triple-pane windows.
Geçici işçilerin sayısı 2003'ten beri neredeyse üç katına ulaştı.
- The number of temporary workers has almost tripled since 2003.
Amerika kıtasındaki fast-food tüketimi 1977 ve 1995 yılları arasında üç katına çıktı.
- In the American continent, the consumption of fast-food has tripled between 1977 and 1995.
a triple meaning.