having the power of charming or alluring by agreeable qualities; enticing

listen to the pronunciation of having the power of charming or alluring by agreeable qualities; enticing
الإنجليزية - التركية

تعريف having the power of charming or alluring by agreeable qualities; enticing في الإنجليزية التركية القاموس.

attractive
çekici

Onun görünümünü çekici bulurum. - I find her appearance attractive.

Onun karizmasının çekiciliği diğer insanları dinlettirdi. - The attractiveness of his charisma made other people listen.

attractive
{s} cazibeli

Mary çok cazibeli bir kadın. - Mary is a very attractive woman.

Onu cazibeli buluyor musun? - Do you find him attractive?

attractive
{s} alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

attractive
{s} cazip

Bu, bu tür bir cihaz için cazip bir fiyat. - It's an attractive price, for this sort of device.

Senin için cazip bir teklifim var. - I've got an attractive proposition for you.

attractive
{s} göz alıcı
attractive
ilgi çeken
attractive
atraktif
attractive
alımlı çalımlı
attractive
merak uyandıran
attractive
frapan
attractive
çekici alımlı havalı
attractive
ilginç

Aslında onu sevmiyorum, sadece ilginç buluyorum. - It's not that I seriously like him. I just find him very attractive.

Tokyo benim için en az ilginç şehirdir. - Tokyo is the least attractive town to me.

attractive
hoş
attractive
güzel

Mary kız kardeşi kadar güzel değil fakat hâlâ oldukça çekici. - Mary isn't as beautiful as her sister, but she's still quite attractive.

O çok sevimlidir, yani, çekici ve güzeldir. - She is very pretty, I mean, she is attractive and beautiful.

attractive
{s} ilgi çekici

Onun hakkında ilgi çekici ne bulabilirsin? - What do you find attractive about her?

الإنجليزية - الإنجليزية
attractive

That's a very attractive offer.

having the power of charming or alluring by agreeable qualities; enticing

    الواصلة

    ha·ving the po·wer of charm·ing or al·lur·ing by a·gree·a·ble qualities; en·tic·ing

    النطق

المفضلات