Anlamsız bir yaşam, erken doğmuş bir ölümdür.
- A pointless life is a premature death.
Tom işinin anlamsız olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks his job is pointless.
Bunun yararsız olduğunu fark ettik.
- We realized it was pointless.
O, işinin yararsız olduğunu düşünüyor.
- She thinks her job is pointless.
The sequel to the film was even more pointless than the original.