الإنجليزية - التركية
تعريف having negative equity; owing more on an asset than its market value في الإنجليزية التركية القاموس.
- underwater
- sualtı
Bu akvaryumun bir sualtı tüneli var.
-This aquarium has an underwater tunnel.
Penguenlerin gözleri sualtı görüş için uyarlanmıştır.
-Penguins' eyes are adapted for underwater vision.
- underwater
- {f} su altında
Üç dakika boyunca su altındaydı.
-He was underwater for three minutes.
Su altında nefes alabilmenin hayalini kurardım.
-I used to dream about being able to breathe underwater.
- underwater
- sualtında
Bir hidrofon sualtında kullanılmak üzere tasarlanmış bir mikrofondur.
-A hydrophone is a microphone designed to be used underwater.
Sualtında yüzebilir misin?
-Can you swim underwater?
- underwater
- {s} sualtındaki
- underwater
- {s} su altında olan/kullanılan, sualtı
- underwater
- su seviyesinin altında olan kısım
- underwater
- suyun altında
Suyun altında ağlamak mümkün mü?
-Is it possible to cry underwater?
- underwater
- geminin su hattından aşağıda olan
- underwater
- su altında olan veya kullanılan
- underwater
- su altında olan
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف having negative equity; owing more on an asset than its market value في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- underwater
We've been underwater on our mortgage ever since the housing crash.
having negative equity; owing more on an asset than its market value
الواصلة
ha·ving neg·a·tive equity; ow·ing more on an as·set than its mar·ket val·ueالنطق
Resimler
المفضلات