having learning, skilled, taught

listen to the pronunciation of having learning, skilled, taught
الإنجليزية - التركية

تعريف having learning, skilled, taught في الإنجليزية التركية القاموس.

learned
{s} bilgili

Tom bilgili bir adam. - Tom is a learned man.

Bilgili insanlar cahil insanları küçümseme eğilimindedir. - The learned are apt to despise the ignorant.

learned
learnedly derin bilgi ile
learned
âlimane
learned
bilgi

Güvenilir kaynaklardan onun hakkında bilgi edindim. - We learned about that from reliable sources.

Hiç kimse çok bilgili değil ki her şeyi bilebilsin. - No one is so learned that he can know all things.

learned
öğrenilen

Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır. - What is learned in the cradle is carried to the tomb.

learned
öğrenilmiş

Zorbalık öğrenilmiş bir davranıştır. - Bullying is a learned behavior.

learned
okumuş
learned
kültürlü
learned
(Osmanlıca) muttali
learned
{f} öğren

Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim. - I learned a lot about Greek culture.

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi. - At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.

learned
{s} bilgin
learned
{s} bilge
learned
learnedness bilginlik
learned
{s} alim
learned
learn öğren
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} learned
having learning, skilled, taught
المفضلات