Ne şanssız bir çocuğum!
- What an unlucky boy I am!
Ben kumar için biçilmiş kaftan değilim. Belki sadece şanssızım fakat maaşım için çalışmak daha emin bir şeydir.
- I'm not cut out for gambling. Maybe I'm just unlucky, but working for my pay is more of a sure thing.
Tom'un talihsiz olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is unlucky.
Tom’un da içinde olduğu talihsiz bir olaya hepimiz tanık olduk.
- We are all witnessed the unlucky incident included Tom.
Tom'un talihsiz olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is unlucky.
Tom’un da içinde olduğu talihsiz bir olaya hepimiz tanık olduk.
- We are all witnessed the unlucky incident included Tom.
Bazı insanlar on üçün uğursuz bir sayı olduğunu söylerler.
- Some people say thirteen is an unlucky number.
Japonya'da, 4 uğursuz bir sayıdır.
- Four is an unlucky number in Japanese.