Büyük bir deprem tarafından korkutuldu.
- She was scared by the big earthquake.
O, kediyi korkutup kaçırdı.
- She scared the cat away.
Yolu geçmeye korkmuştu.
- She was scared to cross the road.
O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
- He ran like a scared rabbit.