Ben araba sürmede deneyimli değilim.
- I am not experienced in driving.
Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.
- A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.
Gerçekten çok genç ama yaşına göre çok tecrübeli.
- Indeed he is young, but he is well experienced for his age.
O tecrübeli bir öğretmendir.
- He is an experienced teacher.
Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
- There is an urgent need for experienced pilots.
O genç ama deneyimli.
- He is young, but experienced.