O genç ama deneyimli.
- He is young, but experienced.
Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
- There is an urgent need for experienced pilots.
Fadıl o sırada Rami'den daha tecrübeliydi.
- Fadil was more experienced than Rami at the time.
O tecrübeli bir öğretmendir.
- He is an experienced teacher.
Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.
- A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.
O, işte deneyimliydi.
- He was experienced in business.