having been learned or found or determined especially by investigation

listen to the pronunciation of having been learned or found or determined especially by investigation
الإنجليزية - التركية

تعريف having been learned or found or determined especially by investigation في الإنجليزية التركية القاموس.

determined
{s} azimli

Tom azimli bir adamdır. - Tom is a determined man.

Tom azimli ve çalışkan. - Tom is determined and hard-working.

determined
belirlenmiş
determined
{s} kararlı

Sigara içmeyi bırakmaya kararlıyım. - I am determined to give up smoking.

O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı. - He was determined to finish the work at any cost.

determined
{f} belirle

Seyahat için tarihi belirlediler. - They determined the date for the trip.

Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir. - Our lives are determined by our environment.

determined
{f} karar ver: adj.kararlı
determined
direşken
determined
belirtili
determined
(Dilbilim) tamlanan
determined
{f} karar ver

Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi. - Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.

Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim. - I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.

determined
metin
determined
azimle
determined
azimkâr
determined
sapta/kararlaştır
determined
kati
determined
niyetinden şaşmaz
determined
{f} belirle: adj.belirli
determined
(sıfat) azimli, kararlı, kesin
الإنجليزية - الإنجليزية
determined
having been learned or found or determined especially by investigation

    الواصلة

    ha·ving been learn·ed or found or de·ter·mined es·pe·cial·ly by in·ves·ti·ga·tion

    التركية النطق

    hävîng bın lırnd ır faund ır dîtırmınd ıspeşli bay învestıgeyşın

    النطق

    /ˈhavəɴɢ bən ˈlərnd ər ˈfound ər dəˈtərmənd əˈspesʜlē ˈbī ənˌvestəˈgāsʜən/ /ˈhævɪŋ bən ˈlɜrnd ɜr ˈfaʊnd ɜr dɪˈtɜrmənd əˈspɛʃliː ˈbaɪ ɪnˌvɛstəˈɡeɪʃən/
المفضلات