Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
- There is no regular boat service to the island.
Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
Ben müdavim olmak istiyorsam, geriye kalanın iki katı kadar çok çalışmak zorundayım.
- If I'm to become a regular, I have to work twice as hard as the rest.
Ben sadece sıradan bir ofis çalışanıyım.
- I'm just a regular office worker.
Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.
- Turkish is a very regular and logical language.
Maintaining a high-fibre diet keeps you regular.