I loved being outdoors when I was younger.
- Gençken açık havada olmayı severdim.
Tom doesn't get outdoors much.
- Tom çok açık havaya çıkmaz.
The open-air concert was cancelled because of the rain.
- Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.
We had a party in the open.
- Bizim açık havada bir partimiz vardı.