تعريف hava' في التركية الإنجليزية القاموس.
- hava
- weather
The weather today is worse than yesterday.
- Bugün hava dünkünden daha kötü.
The weather was hot. And pretty humid.
- Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.
- hava durumu
- weather
Tom intends to go regardless of the weather.
- Tom hava durumu ne olursa olsun gitmek niyetinde.
The weather outlook for tomorrow is not good.
- Yarın için hava durumu iyi değil.
- hava
- (Hukuk) air
How long does the airport bus take to the airport?
- Havaalanı otobüsünün havaalanına götürmesi ne kadar sürer?
I'm at the airport now.
- Şimdi havaalanındayım.
- hava atmak
- show off
She spoke with me in English in order to show off.
- Hava atmak için benimle İngilizce konuştu.
Tom just wants to show off.
- Tom sadece hava atmak istiyor.
- hava filosu
- wing
- hava almak
- 1. to breathe fresh air. 2. to absorb air, take in air. 3. slang to end up getting nothing, go home empty-handed
- hava basılmış lastik
- pneumatic
- hava boşluğu
- turbulence
- hava deflektörü
- spoiler
- hava geçirmez
- airtight
These containers are airtight.
- Bu konteynerler hava geçirmezler.
Preserves must be stored in a jar with an airtight seal.
- Konserveler hava geçirmez bir conta ile kavanozda saklanmalıdır.
- hava tahmini
- weather forecast
- hava taşıtı
- aircraft
- hava yastığı
- airbag
- hava durumu
- weather conditions
- hava durumu
- weather condition
- hava durumu
- weather forecast
What's the weather forecast for tomorrow?
- Yarın için hava durumu nasıl?
Today's weather forecast says that it is likely to be fine tomorrow.
- Bugünkü hava durumu tahmini yarın havanın muhtemelen iyi olacağını söylüyor.
- hava
- boisterous
- hava
- showing-off
- hava
- ether
- hava
- spirit
The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather.
- Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.
- hava
- (Ticaret) common property
- hava
- surrounding air
- hava
- nil
- hava
- service
Pilots communicate with airport services by radio.
- Pilotlar telsizle havaalanı hizmetleri ile iletişim kurar.
The weather service has issued a severe weather warning.
- Hava hizmeti şiddetli hava uyarısı yayınladı.
- hava
- naught
The naughty girl assumed an air of innocence.
- Yaramaz kız bir masum havası üstlendi.
- hava
- aura
- hava
- tone
- hava alma
- (Havacılık) air bleed
- hava almak
- draw a blank
- hava almak
- go for a walk in the fresh air
- hava almak
- end up getting nothing
- hava almak
- get nothing
- hava almak
- breathe fresh air
- hava almak
- take the air
- hava atmak
- put on dog
- hava atmak
- behave flamboyantly
- hava atmak
- parade
- hava atmak
- put on airs
- hava atmak
- give oneself airs
- hava botu
- (Havacılık) air-boat
- hava cebi
- air lock
- hava cebi
- air pocket
- hava cıva
- gas
- hava durumu
- (Askeri) air conditions
- hava durumu (hava tahmini)
- weather forecast
- hava durumu sunucusu
- (Meteoroloji) weatherman
- hava düzenleme
- air conditioning
- hava gazı
- hot air
- hava gazı
- town gas
- hava gazı
- wind
- hava gazı
- coal gas
- hava gazı
- nonsense
- hava güzel
- weather is nice
- hava hızı
- air velocity
- hava mili
- (Askeri) aeronautical mile
- hava nasıl
- how is the weather
- hava nasıl
- what is the weather like
- hava taşı
- (Denizbilim) airstone
- hava ussu
- (Havacılık) air base
- hava verme
- ventilation
- hava yolu
- (Askeri,Teknik,Ticaret) air route
- hava yolu
- (Teknik,Ticaret) air way
- hava yolu
- airlane
- hava yükü
- (Askeri) air cargo
- hava yükü
- air-freight
- hava üssü
- (Askeri) air force base
- hava-uzay
- (Havacılık) aerospace
- hava-yer
- (Havacılık) air-ground
- hava
- climate
The climate here is milder than that of Moscow.
- Buradaki hava Moskova'dakinden daha ılıman.
The climate here is colder than I expected.
- Hava burada umduğumdan daha soğuk.
- hava alanı
- air space
- hava atmak
- flaunt
- hava balonu
- Air balloon
- hava basıncı ile yönetilen pistonlu fren
- managed by the air pressure brake piston
- hava beslemeli
- airfed
- hava boşluğu
- Air pocket, turbulence
- hava durumu sunucusu
- forecastman
- hava gazı ile çalışan lambanın ucu
- The tip of the lamp with the air-gas
- hava kaçırma
- blow-out
- hava raporu
- weather report
- hava yoluyla
- by air
- Hava Kuvvetleri Hava Bilgileri/ Meteoroloji Servisi
- (Askeri) Air Weather Service
- Hava Kuvvetleri Hava Bilgileri/ Meteoroloji Servisi talimnamesi
- (Askeri) Air Weather Service regulation
- Hava Kuvvetleri Hava Dairesi
- (Askeri) Air Force Weather Agency
- Hava Kuvvetleri Hava Durumu
- (Askeri) Air Force Weather
- Hava Kuvvetleri hava talep ağı
- (Askeri) Air Force air request net
- Hava Kuvvetleri hava ve uzay harekat merkezi
- (Askeri) Air Force air and space operations center
- Hava Kuvvetleri taktikler, teknikler ve usulleri; hava kuvvetleri teknik eğitim
- (Askeri) Air Force tactics, techniques, and procedures; Air Force technical training publication
- Hava Kuvvetleri Özel Harekat Komutanlığı; Hava Kuvvetleri özel harekat unsuru
- (Askeri) Air Force Special Operations Command; Air Force special operations component
- Hava Kuvvetleri İhtiyat Kuvveti Komutanlığı; Hava Kuvvetleri Eğlence ve Dinlenme
- (Askeri) Air Force Reserve Command; Armed Forces Recreation Center
- Hava Muharebe Komutanlığı; hava unsuru komutanı; bölge koordinasyon merkezi
- (Askeri) Air Combat Command; air component commander; area coordination center
- Hava Nakliye Tanker Birliği; hava alanı trafik sahası
- (Askeri) Airlift Tanker Association; airport traffic area
- Hava indirme görev komutanı; Hava Hareket Komutanlığı; Kara Kuvvetleri Malzeme K
- (Askeri) airborne mission commander; Air Mobility Command; Army Materiel Command
- hava hedef haritası; Hava Tehditleri Konferansı ; hava trafik kontrolü (ya da ko
- (Askeri) air target chart; Air Threat Conference; air traffic control; air transportable clinic (USAF)
- hava indirme komuta unsuru (Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri); hava muharebe u
- (Askeri) airborne command element (USAF); air combat element (NATO); Allied Command Europe; aviation combat element Marine air-ground task force (MAGTF)
- hava postası; özel hava nakliye görevi; satıhtan havaya füze
- (Askeri) space available mail; special airlift mission; surface-to-air misilse
- hava seyrüseferi yardımcı cihazları ve hava trafiği güvenlik kontrolü SC
- (Askeri) security control of air traffic and navigation aids
- hava taktik harekat merkezi; hava terminal harekat merkezi
- (Askeri) air tactical operations center; air terminal operations center
- hava trafik kontrolü tahsis edilmiş hava sahası
- (Askeri) air traffic control assigned airspace
- hava ulaştırma klerans makamı; hava sahası kontrol makamı; hava sahası koordinas
- (Askeri) airlift clearance authority; airspace control authority; airspace coordination area
- Deniz Kuvvetleri Hava Harbi Merkezi, Hava Aracı Tümeni
- (Askeri) Naval Air Warfare Center, Aircraft Division
- Deniz hava yer görev kuvveti hava kuvveti muharip unsuru
- (Askeri) Marine air-ground task force - Deniz hava-yer görev kuvveti MAGTF ACE Marine air-ground task force aviation combat element
- JWICS Hava Kuvvetleri hava durumu bilgi ağı
- (Askeri) JWICS Air Force weather information network
- Kanada Hava Kuvvetleri; Muharebe Hava Kuvvetleri; Hava İndirme/ Hava Taarruz Kuv
- (Askeri) Canadian Air Force; Combat Air Forces; commander, airborne/air assault force
- Kuzey Amerika Hava-Uzay Savunma Komutanlığı (NORAD) Hava Merkezi; Kuzey Atlantik
- (Askeri) North American Aerospace Defense Command (NORAD ) Air Center; North Atlantic Council (NATO)
- Sivil Hava Devriyesi; sivil kadro artırımı programı; muharebe hava Devriyesi; ko
- (Askeri) Civil Air Patrol; civil augmentation program; combat air Patrol; configuration and alarm panel; Consolidated Appeals Process (UN); crisis action planning
- boşaltma hava meydanı, tahliye hava limanı
- (Askeri) aerial port of debarkation
- deniz hava tesisi; tahsis edilmemiş fonlar; sıra numarası verilmiş hava kuvveti
- (Askeri) naval air facility; nonappropriated funds; numbered air force
- deniz hava; Deniz Hava Sistemleri Komutanlığı
- (Askeri) naval air; Naval Air Systems Command
- doğrudan hava destek merkezi (hava indirme)
- (Askeri) (A) direct air support center (airborne)
- karadaki azami hava aracı; karada intikal (hava aracı); çok uluslu gözlemci grub
- (Askeri) maximum (aircraft) on ground; movement on ground (aircraft); multinational observer group
- meteoroloji hava alanı raporu; meteoroloji hava kuvveti raporu
- (Askeri) meteorological airfield report; meteorological aviation report
- milli hava indirme harekat merkezi (E-4B hava aracı)
- (Askeri) national airborne operations center (E-4B aircraft)
- muharebe hava harekat merkezi; Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi
- (Askeri) combat air operations center; combined air operations center
- taktik hava komuta merkezi; taktik hava kontrol merkezi; tanker uçağı hava nakli
- (Askeri) tactical air command center (USMC); tactical air control center (USN); tanker airlift control center
- taktik hava kontrol sistemi; harekat alanı hava kontrol sistemi
- (Askeri) tactical air control system; theater air control system
- taktik hava koordinatörü (hava indirme)
- (Askeri) (A) tactical air coordinator (airborne)
- çevik muharebe desteği; hava kabiliyetine sahip gemi; hava sahası kontrol sistem
- (Askeri) agile combat support; air-capable ship; airspace control system; auxiliary crane ship