haus...

listen to the pronunciation of haus...
الإنجليزية - التركية

تعريف haus... في الإنجليزية التركية القاموس.

domestic
evcil

Benim dini gün sırasında bir füg besteledim ve bir narbülbülü evcilleştirdim. - During my sabbatical, I composed a fugue and domesticated a robin.

Kediler, Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir. - Cats were domesticated by the Egyptians.

domestic
{s} yerli

Biz tüketiciler daha fazla yerli ürün tüketmeliyiz. - We consumers must buy more domestic products.

Favori yerli biran nedir? - What's your favorite domestic beer?

domestic
{s} ailevi

Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur. - Everyone has domestic troubles from time to time.

domestic
{s} ev
domestic
{s} ehli
domestic
(Askeri) YURT İÇİ: Bak. "zone of interior"
domestic
ev ile ilgili
domestic
bağırsak
domestic
yerel
domestic
ev/kodak ile ilgili
domestic
{s} evine bağlı
domestic
yerel,yurtiçi
domestic
(sıfat) eve ait, ehli, ev, ailevi, aile, iç, evine bağlı, evcil, yerli
domestic
domestic science ev bakımı
domestic
(Avrupa Birliği) İç,evsel , yerli, yurtiçi
domestic
ev idaresi
domestic
domestic animals evcil hayvanlar
domestic
{s} aile

Sami aile içi şiddet nedeniyle altı kez tutuklandı. - Sami was arrested for domestic violence six times.

Tom aile içi istismar konusunda uzmandı. - Tom was an expert in domestic abuse.

domestic
kendi memleketine ait
ألمانية - الإنجليزية
domestic
household
Haus…
domiciliary
Haus…
interoffice
haus...
المفضلات