Tom remembered that Mary and John had tried to kill him.
- Tom Mary ve John'un onu öldürmeye çalıştığını hatırladı.
I remembered everybody.
- Ben herkesi hatırladım.
Tom couldn't recall the details.
- Tom detayları hatırlayamadı.
Ken couldn't recall that man's name.
- Ken o adamın adını hatırlayamadı.
Tom had trouble remembering what Mary looked like.
- Tom Mary'nin nasıl biri olduğunu hatırlamada güçlük çekiyordu.
I never see this album without remembering my school days.
- Bu albümü, okul günlerimi hatırlamadan asla göremem.
She may not remember me, but I do remember her.
- O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.
I can remember the warmth of her hands.
- Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
It is just my recollection that there remained no more than 20 people in the village.
- Hatırladığım kadarıyla köyde yirmi kişi kaldı.
I have no recollection of seeing the man.
- Adamı gördüğümü hatırlamıyorum.