For the sake of argument.
For old times' sake.
They worked hard for the sake of their children.
- Çocuklarının hatırına çok çalıştılar.
Don't be angry with me, for I did it for your sake.
- Bana kızma, ben onu senin hatırın için yaptım.
Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
- En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
I have a dim memory of my grandmother.
- Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum.
My appointment at the hospital completely slipped my mind. Why didn't you remind me?
- Hastanedeki randevumu unuttum. Neden bana hatırlatmadın?
Memories of my college days come to my mind.
- Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.