hasat

listen to the pronunciation of hasat
التركية - الإنجليزية
harvest

We had a poor harvest because of the lack of water. - Su yokluğu nedeniyle kötü hasat hasat yaptık.

The whole family helped harvest the wheat. - Bütün aile buğdayı hasat için yardımcı oldu.

reaping
crop

The rice crop is poor this year. - Pirinç hasatı bu yıl kötü.

The government compensated the farmers for the damage to the crops. - Hükümet çiftçilerin hasatlarının zararını telafi etti.

ingathering
pick
harvest, gathered crop
reaping, harvest
take
harvest, reaping (of the crop)
(Denizbilim) yield
take&advantage&of
hasat zamanı
harvest
hasat etmek
reap
hasat bayramı
harvest festival
hasat dolunayı
harvest moon
hasat etmek
to reap, to harvest
hasat kaldırmak
harvest
hasat mevsiminin sonu
harvest home
hasat sonrası kalan başakları toplamak
glean
hasat toplama
ingathering
hasat şarkısı
harvest home
yem hasat makinesi
(Tarım) forage harvester
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Tıb: Sidik yolunda taş peyda olmak
(Osmanlı Dönemi) Küçük taş parçası. Çakıl
Ürün kaldırma, ekin biçme işi
Bu biçimde toplanmış ürün
hasat
المفضلات